Atheras Akreas Seth'in yaratmış olduğu ve kısa zaman önce bütün Ölüalem'i feth etmeyi başarmış olan bu Lejyonlar hakkında, tarih sahnesine ilk çıktıkları zamandan kalma bazı yazılar aşağıya eklenmiştir.

"Helain içerisinde hiçbir imparatorlukta benzeri bulunmamış, kendine korkusuz diyen kimselerin en kadim korkusu olmuş, milyonlarca ruhun iç içe, sanki diyarın en kudretli demircisi tarafından dövülen bir zırhmış gibi karışmış olduğu, yüzbinlerce bedenden oluşan, efendisi gibi korkunç, ürkütücü ve tehlikeli bir ordudur Ölüm Lejyonları. Senin bir daha, onların adını anmanı yasaklıyorum." - Ölüm Çobanı Petrov, Anılarım.

Bin elli yıldır diyarda olan, son iki yüz yıldır bütün diyara kan kusturan, son yüz yılın en korkunç imparatorluğu olmuş, siyasi Helain'i ortadan ikiye bölmüş, kendisinden on binlerce yıl yaşlı devletleri bir bir yıkmış, bilinmeyen kıtaları feth etmiş, diyarın en büyük devleti haline gelmiş; Teriax, Arkadia, Akarbiandra, Brester, Yu-On ve Batıdiyar'ın bütün ırkları ile irili ufaklı savaşlara girip, tarihi boyunca üç muharebe dışında hiçbir savaş kaybetmemiş bir devlettir.

İmparatorluk, kurucusu Marcus Marsius Marius tarafından yükseltilmiş, sınırları ve fikir akımları ise onun oğlu Alexander Primus Marius tarafından yayılmış ve fetihleri sayesinde Retarii Anakıtası Akarbiandra İmparatorluğunun elinden alınmıştır.

İlerleyen dönemde, Cassius Relarius Maximillius ve Marcus Maesius Servius gibi silahları oldukça iyi kullanmış Lucius Retarii sayesinde İmparatorluk kuvvetlenmiş, yönetime geri gelen Marius Hanesi; bir kez daha bütün diyara diz çöktürmeyi başarmıştır.

Yine Cassius sayesinde, Retarii İmparatorluğu; Atheras ve Ölüalem ile kalıcı bir ittifak imzalamayı başarmış, kırılmayacak korkunç bir ittifak kurmuşlardır.

"Demirdiyar, kurulduğu günden beri ölümle iç içe, ölen bir devletti. Şimdiyse, ölümü kabullenmiş bu topraklarda gezen tek şey ölümdür. Atheras'ın yolu, Ölüalem'in sonsuzluğuna tapar bu canlılar. Bu dünya acı, ıstırap ve ihanet dolu ama ölüm, dürüst ve doğru olan tek gerçektir. Ölümden kimse, hiçbir canlı kaçamaz, kaçamadı. Kabullenmek ve varlığına saygı duymak; tek doğru yoldur."